Büyükanne şöyle dedi: "Siz gençler, yirmi otuz yaşında sırf 'sıradanlık gerçektir' diyerek kendinizi avutuyorsunuz. Siz buna layık mısınız? Ben dağa taşınma dönemini yaşadım, açlık dönemini gördüm, bunları siz asla deneyimlemediniz. Ama bugün huzurlu ve mutlu bir şekilde, birkaç el kart oynayıp, erken yatıp erken kalkıyorum. Siz bunun kolayca elde edilmiş bir huzur olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yaşlı bir rahip der ki, nihayetinde dağ, dağdır; ama siz deneyimlediniz ki dağ, dağ değildir, değil mi? Gençken kalkıp dağlara gitmiyorsanız, ateşten suya atlamıyorsanız, dünyadan uzak durup kendinizi aydınlanmış biri olarak mı görüyorsunuz? Benim sıradanlığım acı çekerek kazanıldı, sizin sıradanlığınız ise tembellik, korkaklık, konfor arayışı ve dünyayı görmeye cesaret edemeyen bir toprak köpeğidir."