Son günlerde, Trump küresel çapta şok etkisi yaratan yeni bir gümrük politikası açıkladı. Amerika ile ayrı bir ticaret anlaşması imzalamamış ülkelerin, Amerika'ya yapılan ihracatındaki gümrük vergileri, öncelikle beklenen %10'dan %15-20'ye önemli ölçüde artırılacak. Trump, bu adımı "dostça bir hareket" olarak nitelendirdi, ancak aslında küresel ticaret dinamikleri üzerinde derin etkiler yaratabilir.
Bu politika, küçük ülke ekonomilerine büyük darbe vuracak. Önceden yaklaşık %10 gümrük vergisi ile karşılaşması beklenen Latin Amerika, Karayipler ve Afrika gibi bölgeler, şimdi muhtemelen vergilerin iki katına çıkmasıyla karşı karşıya kalacaklar ki bu, zaten düşük olan ihracat kârlarını daha da zorlaştıracak.
Daha dikkat çekici olan, Trump'ın küresel gümrük vergileri için "asgari tüketim" standardı belirlemesidir. 200'den fazla ülke ile tek tek müzakere etmenin çok karmaşık olduğunu belirtti, bu nedenle doğrudan bu eşiği belirledi. Bu eşiği karşılamayan ülkeler, ABD pazarına girmekten men edilecek ve bu şüphesiz güçlü bir darbe.
Trump ayrıca son bir ültimatom verdi: 1 Ağustos son tarih. Amerikan tarafı sert bir tutum sergiliyor ve müzakere için acele etmediklerini, müzakere edilmezse vergi alınacağını belirtiyor.
Bu küresel ticaret oyununda, ülkelerin durumu farklılık gösteriyor. Avrupa Birliği, Japonya gibi ana ekonomik güçler belli "avantajlar" elde etti; örneğin, Avrupa Birliği'ndeki çoğu ürün %15'lik gümrük vergisi avantajından yararlanıyor. Ancak, ABD pazarına bağımlılığı son derece yüksek olan Kanada (ihraç oranı %75) %35'lik en yüksek gümrük vergisi ile karşı karşıya, bu da büyük bir baskı oluşturuyor.
Bu dizi ticaret politikası değişiklikleri, küresel finansal piyasalar üzerinde derin bir etki yaratabilir. Geleneksel piyasalar dalgalanırken, Bitcoin gibi kripto paralar "dijital altın" olarak görülerek bir güvenli liman aracı haline gelebilir. Eğer ticaret çatışmaları küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkilerse, daha fazla fonun kripto piyasalarına sığınma amacıyla akması muhtemel olup, bunun finansal araç olarak çekiciliğini artırabilir.
Ancak, küresel ekonominin belirsizliğinin kendisinin, kripto piyasası da dahil olmak üzere tüm finansal piyasaların volatilitesini artırabileceği ve ani yükseliş ve düşüş riskini artırabileceği dikkate değer. Öte yandan, ticaret engellerinin artması, insanların geleneksel finansal sistem üzerine düşünmesine neden olabilir ve kripto para piyasasının gelişimini dolaylı olarak destekleyebilir.
Geleneksel ticaret yollarındaki maliyetler artarken ve engellerle doluyken, kripto para piyasası yeni bir finansal sığınak mı olacak? Bu sorunun cevabını henüz beklemeliyiz.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son günlerde, Trump küresel çapta şok etkisi yaratan yeni bir gümrük politikası açıkladı. Amerika ile ayrı bir ticaret anlaşması imzalamamış ülkelerin, Amerika'ya yapılan ihracatındaki gümrük vergileri, öncelikle beklenen %10'dan %15-20'ye önemli ölçüde artırılacak. Trump, bu adımı "dostça bir hareket" olarak nitelendirdi, ancak aslında küresel ticaret dinamikleri üzerinde derin etkiler yaratabilir.
Bu politika, küçük ülke ekonomilerine büyük darbe vuracak. Önceden yaklaşık %10 gümrük vergisi ile karşılaşması beklenen Latin Amerika, Karayipler ve Afrika gibi bölgeler, şimdi muhtemelen vergilerin iki katına çıkmasıyla karşı karşıya kalacaklar ki bu, zaten düşük olan ihracat kârlarını daha da zorlaştıracak.
Daha dikkat çekici olan, Trump'ın küresel gümrük vergileri için "asgari tüketim" standardı belirlemesidir. 200'den fazla ülke ile tek tek müzakere etmenin çok karmaşık olduğunu belirtti, bu nedenle doğrudan bu eşiği belirledi. Bu eşiği karşılamayan ülkeler, ABD pazarına girmekten men edilecek ve bu şüphesiz güçlü bir darbe.
Trump ayrıca son bir ültimatom verdi: 1 Ağustos son tarih. Amerikan tarafı sert bir tutum sergiliyor ve müzakere için acele etmediklerini, müzakere edilmezse vergi alınacağını belirtiyor.
Bu küresel ticaret oyununda, ülkelerin durumu farklılık gösteriyor. Avrupa Birliği, Japonya gibi ana ekonomik güçler belli "avantajlar" elde etti; örneğin, Avrupa Birliği'ndeki çoğu ürün %15'lik gümrük vergisi avantajından yararlanıyor. Ancak, ABD pazarına bağımlılığı son derece yüksek olan Kanada (ihraç oranı %75) %35'lik en yüksek gümrük vergisi ile karşı karşıya, bu da büyük bir baskı oluşturuyor.
Bu dizi ticaret politikası değişiklikleri, küresel finansal piyasalar üzerinde derin bir etki yaratabilir. Geleneksel piyasalar dalgalanırken, Bitcoin gibi kripto paralar "dijital altın" olarak görülerek bir güvenli liman aracı haline gelebilir. Eğer ticaret çatışmaları küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkilerse, daha fazla fonun kripto piyasalarına sığınma amacıyla akması muhtemel olup, bunun finansal araç olarak çekiciliğini artırabilir.
Ancak, küresel ekonominin belirsizliğinin kendisinin, kripto piyasası da dahil olmak üzere tüm finansal piyasaların volatilitesini artırabileceği ve ani yükseliş ve düşüş riskini artırabileceği dikkate değer. Öte yandan, ticaret engellerinin artması, insanların geleneksel finansal sistem üzerine düşünmesine neden olabilir ve kripto para piyasasının gelişimini dolaylı olarak destekleyebilir.
Geleneksel ticaret yollarındaki maliyetler artarken ve engellerle doluyken, kripto para piyasası yeni bir finansal sığınak mı olacak? Bu sorunun cevabını henüz beklemeliyiz.